Ready Player One
Hayal gücünüzün sizi taşıyacağı zirve noktasında, izleyeceğiniz manzarayı hayal edebilir misiniz?
Ernest Cline’ın çok satan bilimkurgu romanından uyarlanan bilimkurgu Ready Player One filminin yönetmen koltuğunda Steven Spielberg oturuyor. Oyuncu kadrosunda ise Tye Sheridan, Olivia Cooke, Ben Mendelsohn, Simon Pegg ve Mark Rylance gibi isimler bulunuyor.
Her şeyin alt üst olduğu kaos çatışma, direniş, kıtlık dünyasından, büyülü bir evrene geçiş biletiniz var. Yapmanız gereken şey ilk etapta çok basit gibi görünse de sizi büyük bir maceranın içerisine yerleştiriyor. Sene 2045, yaşam şartları oldukça zorlaşmış bir dünyada OASIS adlı oyun insanlığın tek kaçış noktası. Bu oyunu oynamaya başlayanlar istediği kimliğe bürünebiliyor ve dilediği gibi bir hayatın içerisine girebiliyor. İsterseniz dilediğiniz bir kahraman olun, isterseniz idolünüz veya çok kollu başlı bir canavar bile olabilirsiniz! Bu yapay dünya oyunu bir nevi karmaşık bir simülasyon diyebiliriz. Ama asıl filmin heyecan verici konusunu da oluşturan nokta; Oyunun yaratıcısı James Halliday’in oyun içerisine 3 anahtar yerleştirmiş olmasıdır. Bu oyuna göre ölmeden önce bu 3 anahtarı da bulan kişiye tüm servetini ve hisselerini devredecektir. Ve böylece tüm insanlık büyük bir yarışın içerisine girmişken küçük yaşta ailesini kaybeden Wade Watts yetenekleriyle ön plana çıkacak, bu gizemi çözmeye başlayacaktır. Ancak bunun için OASİS imparatorluğuna engel olmak, dünyayı ele geçiren Watts’ı durdurmak için her yolu deneyecektir.
Filmin en dikkat çekici özelliği ise içerisinde her şeyi barındırması! 200’den fazla oyun/film karakterini görebildiğimiz sahnelerde, Ninja kaplumbağalara dahi rastlayabiliyoruz. Kitap uyarlamaları, günümüz göndermelerini de başarıyla yansıttığını varsayarsak, filmin oldukça geniş bir kitleye hitap edecek, birbirinden çeşitli aksiyon sahneleri olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra bazı bölümlerinde hızlı, üzerinde durulmayan, geçiştirilmiş izlenimi veren sahnelerinde olduğunu söyleyebiliriz.
Bu film bizlere dijital yeni yüzyılın hem muhteşemliğini hem de ne kadar korkutucu olduğunu gösteriyor. Acaba gelecekte insanlık kendini dijitale gömüp, sosyalliğini ve evrenini bir simülasyona yerleştireceğini görecek miyiz?
Hayal gücünüzün sizi taşıyacağı zirve noktasında, izleyeceğiniz manzarayı hayal edebilir misiniz?
